Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESD-BİR), TÜİK verilerine göre 2014 yılının 8 aylık döneminde kanatlı sektörü üretiminin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,8 oranında artarak 1.275.000 tona ulaştığını açıkladı. Temmuz ayında Rusya’ya başlayan piliç eti satışının katkısıyla yükselen ihracat 2014 yılının ilk 10 ayında 357.545 ton olarak gerçekleşti. Türk ekonomisi için önemli sektörlerden biri olan Kanatlı Eti Sektörü’nün hedefi piliç eti üretimini 2025 yılında 3,35 milyon tona çıkarmak. Küresel oyuncu olma potansiyeline sahip olan sektörün 2025 yılı ihracat hedefi ise 2,6 milyar dolar.
Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESD-BİR) geçtiğimiz günlerde yayınladığı Piliç Eti Sektör Raporu 2014’ün sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmak üzere 06 Kasım Perşembe günü Wyndham Grand Otel’de bir toplantı düzenledi. Toplantıda konuşan BESD-BİR Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Sait KOCA ve BESD-BİR Yönetim Kurulu Üyesi Nezih GENÇER; Türkiye piliç eti sektörünün değerlendirmesini yaparak sektörün dünyadaki ve Türkiye’deki mevcut durumunu paylaştı, gelecek dönem hedeflerini açıkladı.
2013 yılında piliç eti üretimi 1990 yılına göre 11 kat, 2000 yılına göre 2,7 kat arttı
1970’li yıllarda aile işletmeciliği şeklinde gerçekleştirilen tavuk eti üretiminin 1990’lı yıllarda yapılan yatırımlarla gelişmeye başladığını belirten Dr. Sait KOCA; “Bu gelişmeye paralel olarak üretim de artış gösterdi ve 1990 yılında 162.569 ton olan piliç eti üretim miktarı 2000 yılında 662.096 tonla 4,1 katına, 2013 yılında 1.791.000 ton ile 11 katına ulaştı. 2013 yılının piliç eti üretimi 2000 yılına göre 2,7 katına ulaşmış oldu. 2014 yılında da büyümesini sürdüren kanatlı eti üretimi, TÜİK verilerine göre 2014 yılının ilk 8 ayında geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 5,8 oranında artış göstererek 1.275.000 ton olarak gerçekleşti. Ülkemizdeki piliç eti üretiminin yüzde 95’i entegrasyona sahip firmalar tarafından gerçekleştiriliyor. Ülkemiz nüfusunun sağlıklı beslenebilmesi için büyük önem taşıyan piliç eti üretiminin 2025 yılında 3,35 milyon tona ulaşmasını ve daha çok kişinin güvenilir bir protein kaynağı olan tavuğa ulaşmasını hedefliyoruz.” dedi.
Türkiye’de kişi başı piliç eti tüketimini 2 katına çıkarmak mümkün; bunun için devlet desteği önemli
Türkiye’de üretime paralel olarak tüketimin de arttığını belirten Dr. KOCA sözlerine şöyle devam etti: “Toplam piliç eti tüketiminde Türkiye’nin çok gerilerde olduğunu görüyoruz. 2012 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde 43,2 kg, Brezilya’da 42,7 kg olan kişi başına piliç eti tüketimi Türkiye’de sadece 19,4 kg. Alışkanlıklardan dolayı ülkemizde hindi eti tüketimi belirli bir düzeyin üzerine çıkamıyor. Domuz eti tüketimimiz yok. Sektör olarak, toplumumuzun beyaz et tüketimini artırmayı ve önemli bir protein kaynağı olan tavuk etinin daha çok kişi tarafından daha çok miktarda tüketilmesini hedefliyoruz. Sektörümüzün hedefi Türkiye piliç eti tüketimini 2025 yılında 25,6 kg’a çıkarmak. Devletten alacağımız teşvik ve desteklerle bu miktarın 40 kg’ları bulması mümkün. Sektör olarak bu kapasiteye sahibiz, ülkemiz de bu potansiyeli taşıyor. Bu doğrultuda, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın “Kırsal Kalkınma Yatırımları Hibe Programı’’ kapsamında kümes yapımına destek vermesini olumlu bir gelişme olarak karşılıyoruz. Ancak tüketimin artırılması konusunda da Devletimize bir dizi görevler düştüğüne inanıyoruz.’’
2014 yılında ihracatta parlayan yıldız Rusya
Türkiye’nin kanatlı eti ihracatı 2008 yılında kazandığı ivme ile son 6 yıldır düzenli olarak artış gösteriyor. Irak, Türk Cumhuriyetleri, Suriye, Libya, Suudi Arabistan, İran, Çin ve son aylarda satış yapılmaya başlanan Rusya’nın ihracat açısından önem taşıyan ülkeler olduğunu belirten Dr. Sait KOCA: “2014 yılının 10 aylık döneminde toplam 357.545 tonluk ihracat gerçekleştirdik. 2014 yılı sonunda 450 bin ton ihracat ve 725 milyon Amerikan Doları döviz girdisi bekliyoruz. Burada en büyük payı Irak alıyor. Kısa bir süre önce satış yapmaya başladığımız Rusya ise hem potansiyeli hem de lojistik açıdan oldukça önemli bir pazar. Rusya’nın batılı ülkelerin ekonomik ve ticari yaptırımlarına cevap olarak AB, ABD, Kanada, Avustralya ve Norveç’ten gıda ithalatını 1 yıllığına durdurması lojistik bakımdan büyük avantajı olan Türkiye’nin lehine oldu ve Rusya piliç eti dahil olmak üzere diğer gıda ürünlerinin ithalatı için yönünü Türkiye’ye çevirdi. Rusya’ya beyaz et satışı için gerekli izinler bulunmasına rağmen ambargo kararından önce senenin ilk 6 ayında 52 ila 185 ton arasında değişen miktarlarda gerçekleşen ihracatımız, Temmuz ayında 550 tona, Ağustos ayında 2.300 tona, Eylül ayında 5.900 tona ulaştı. Ekim ayında ise 5.700 tonluk ihracat gerçekleştirildi. Sektör olarak Rusya’dan 2015 yılı için 150 bin tonluk kota talep ettik. Sektörümüz kapasite, altyapı ve teknik birikim ile bu üretimi rahatlıkla karşılayabilecek seviyede. Hedefimiz ambargo kalksa dahi Rusya pazarında kalıcı olmak. Bunun için önümüzde iyi bir fırsat var ve bunu kısa zamanda doğru bir strateji ile değerlendirmek için çalışmalar yapıyoruz.” dedi
Türk Kanatlı Eti Sektörü’nün 2025 ihracat hedefi 2,6 milyar dolar
Sektörde AB mevzuatlarına eşdeğer, hatta AB ülkeleri standartlarının üstünde üretim yapıldığını belirten Dr. KOCA, potansiyel ihracat pazarlarının önemli bir kısmına yakın olmanın sektöre büyük avantaj sağladığını, ürünlerin lezzet ve kalitesi ile de ihracatta fark yaratıldığını belirtti. Dünya pazar durumunu da dikkate alarak koydukları hedef doğrultusunda, 2025 yılında sektörün ihracatının yaklaşık 1,37 milyon ton karşılığında 2,6 milyar dolar olarak gerçekleşmesini beklediklerini ve Türk Kanatlı Eti Sektörü’nün ihracatta dünyada ilk 3’te yer alabilecek potansiyeli olduğunu belirten Dr. KOCA en büyük ihracat hedeflerinin Avrupa Birliği ve Japonya olduğunu vurguladı. Önemli pazarlardan biri konumunda olan Çin’e yapılan ihracatla ilgili de bilgi veren Dr. KOCA: “İhracatta diğer önemli bir gündemimiz de Çin. Çin’e yasal onay süreci gerçekleşmediğinden, dolaylı yoldan yani aracılarla ihracat yapıyoruz. Bu da sektörün, dolayısıyla ülkenin yıllık 22 milyon USD kaybetmesi anlamına geliyor.” dedi.
Piliç Eti Sektörü’nün büyümesi sektörün etrafındaki ekosistemin de büyümesi demek
Toplantıda konuşan BESD-BİR Yönetim Kurulu Üyesi Nezih GENÇER de Piliç Eti Sektörü’ndeki büyümenin Türk ekonomisi için büyük önem taşıdığını belirtti. Gençer: “Türkiye Piliç Eti Sektörü sürekli büyüyen, ihracatını hızlı bir şekilde artıran, yoğun istihdam sağlayan ve tarımı destekleyen yapısıyla Türk ekonomisine önemli ölçüde katma değer sağlayan sektörlerden biri. Kanatlı sektöründe, hammadde üreticisi çiftçi, sektörle ilgili esnaf, yem, ilaç-aşı, yan sanayi, nakliye, pazarlama dalları dahil yaklaşık 600 bin kişi çalışıyor. Bu kişilerin ortalama 4 kişilik bir aileye sahip oldukları varsayılırsa sektörden geçimini sağlayan kişi sayısının yaklaşık 2,4 milyona ulaştığını söyleyebiliriz. 76 milyon nüfusa sahip ülkemizde 2,4 milyon kişinin bir sektörden geçimini sağlaması çok önemli bir gösterge. Sektörümüzün büyümesiyle birlikte sektöre destek veren diğer sektörler yani ekosistem de büyüyor. Emek yoğun bir sektör olması nedeniyle üretimin artması, istihdamın artması ve köyden kente göçün azalması anlamına geliyor. Sektörümüz, aile çiftçiliği gibi yaratılacak yeni iş imkânları ile kırsal kalkınmaya da önemli bir katkı sağlayacaktır. Bugün sektörde üretim yapan 14.000 adetin üzerinde kayıtlı etlik piliç kümesi bulunuyor. Bu kümes sahipleri, sektörde uygulanan başarılı "sözleşmeli yetiştiricilik" modeli ile sürekli üretim yapabiliyor, sürekli gelir elde edebiliyor.“ şeklinde konuştu.
Dünya kanatlı eti sektöründe küresel oyuncu olacak kapasitemiz var
2025 yılında toplam kanatlı eti üretiminin yaklaşık 3,6 milyon tona ulaşmasını ve bunun 2,3 milyon tonunun iç pazarda tüketileceğini öngördüklerini belirten Dr. Sait Koca sektörün gelecek hedeflerini de paylaştı. Dr. Sait KOCA: “Sektörümüz her geçen gün büyüyor. Dünya pazar durumunu da dikkate alarak hem ihracatta hem de iç tüketimde hedefler koyduk. AB, Japonya, Mısır, Pakistan gibi girilmedik pazarlara girmek konusunda çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdüreceğiz. Çoğunluğu Müslümanlardan oluşan bir ülke olmamız diğer Müslüman ülkelere satış konusunda büyük avantaj sağlıyor, bu avantajı fırsata çevireceğiz. Özellikle Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne yaptığımız ihracatı belirgin bir biçimde artıracağız. Devletimizin sağlayacağı teşvik ve desteklerle sektörümüzün hedefimizin üzerinde büyümesi ve dünya kanatlı eti sektöründe küresel oyuncu olması mümkün. O zaman sektörle birlikte tüm ekosistemin büyüyeceği bir ortam sağlanmış olacak. Sektör bu potansiyeli taşıyor.” dedi.